Cumhuriyet döneminin ilk bestecileri arasında bana göre en doğal yeteneklisi Ulvi Cemal Erkin. Onun yeteneğini doğal ve müziğindeki estetiği iyi bulmamın sebebi, bestelerinde müziği kendi akışına bırakmasıdır. Piyanistlik açıdan da bir akışı bozmadan, sanki bir konserde çalıyormuşçasına müziğini bestelemiştir. Doğuştan gelen yeteneğin en önemli özelliklerinden biri denemekten ziyade, yaptığını duymaktır. Ve Erkin, tamamen dinletmeye yönelik eserler yazmıştır.
1972 yılında vefat ettiğinde ben henüz iki yaşımdaydım. Dolayısıyla onunla hiç tanışamadım. Ama eşi Ferhunde Erkin ile 1980’li yıllarda tanışma imkânım oldu. Ferhunde Hanım da çok iyi bir piyanisttir. Ulvi Cemal Erkin’in eserlerini öğrenirken onunla birlikte çalışmıştım. Bu albümde de yer verdiğim Duyuşlar’ı, 6 Prelüd’ü, Beş Damla’yı kendisinden öğrendim. Erkin de Baran ve Saygun gibi çeşitli halk türküleri uyarlamış. Yaptığım kayıtta onun piyano eserlerinin yanısıra iki de türküsü bulunuyor; Çamdan Sakız Akıyor ve Divan. Bu türküleri kayıtta bariton Atilla Gündoğdu en iyi şekilde seslendirdi.
Bugüne kadar dünyadaki konserlerimde onun neredeyse tüm eserlerine yer verdim. Bu noktada Erkin’in dünyadaki tanıtımında bir rol oynadığımı düşünüyorum. Piyano sonatı hariç, neredeyse tüm piyano eserlerini kaydettim. Bu eserleri kaydetmek de benim için ayrı bir gurur oldu.